ILO 176 sayılı Maden İşyerlerinde
Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi'nin onaylanmasına ilişkin karar verildi ve
12.12.2014 tarih 29203 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan sözleşme yürürlüğe
girdi.
2012 yılında büyük bir hızla değişen iş
güvenliği mevzuatımızda, her geçen gün yeni bir gündemle devam ediyor.
Bunlardan en yenisi ILO 176 Maden İşyerlerinde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi.
Sözleşmenin imzalanması birçok tartışmaya neden oldu. Soma ve Ermenek maden
kazalarında yaşanan çoklu ölüm vakaları maden işletmeleri ile ilgili
iyileştirmeler konusunda beklentileri yükseltmişti.
176 Sayılı ILO sözleşmesi içerisinde yer
alan maddelerin çoğunluğunun güncel İSG ve maden mevzuatında mevcut olması
beklentileri karşılayamamasına neden oldu.
ILO 176 Sayılı Maden İşyerlerinde
Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi ile mevcut İş Sağlığı ve Güvenliği ve Maden
mevzuatımızı karşılaştırdığımızda ILO sözleşmesindeki bazı farklılıkları aşağıdaki
gibi sıralayabiliriz;
Ø
MADDE 5 (2) c) Ulusal mevzuatta tanımlandığı şekli ile
ölümcül veya ağır kaza halleri ile maden işyerlerindeki facialarda ve benzeri
tehlikeli durumlarda yapılacak bildirim ve inceleme usullerini,
6331
sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 14 üncü maddesi uyarınca İşverene,
işyerinde meydana gelen tüm iş kazaları ile meslek hastalıklarının ve işyerinde
yaralanma veya ölüme neden olmasa bile işyeri yada ekipmana zarar verici
olayların kaydını tutma, gerekli incelemeleri yaparak bunlar ile ilgili
raporları tutma yükümü yüklenmiştir. Ayrıca İşverenin iş kazalarını ve meslek
hastalıklarını Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirme yükümlülüğü bulunmaktadır.
Madde
içerisinde belirtilen madenlerdeki faciaların oluşması durumunda yapılması
gereken araştırma, inceleme ve raporlamalar ile ilgili mevzuatımız bir
düzenleme içermemektedir.
Ø
MADDE 7 (1) g) Bir takım tehlikelere açık bölgeler için
güvenli bir çalışma sisteminin oluşturulmasını ve işçilerin korunmasını
sağlamak için bir işletim planının ve usullerinin hazırlanması ve uygulanması.
“Maden
İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliğinin, 5inci maddesinde “Özel riski bulunan işler yalnızca bu
işlerle ilgili özel eğitim alan ehil kişiler tarafından ve talimatlara uygun
olarak yapılır.” şeklinde ifade edilmiştir. Ancak işletim planının ve
usullerinin hazırlanması ve uygulanması ile ilgili mevzuatımız bir
düzenleme içermemektedir.
Ø MADDE
7 (1) i) İşçilerin
güvenliği ve sağlığı açısından ciddi bir tehlike ortaya çıktığında
faaliyetlerin durdurulmasını ve işçilerin güvenli bir yere
tahliyesinin sağlanması.
(Bu maddeye ilişkin
yazılabilecek en somut örnek yaşam odalarıdır. Ermenek ve Soma Maden
facialarında yaşam odalarının bulunmadığı ifadelerde belirtilmiştir.)
Bu madde maden mevzuatında
ve genel iş sağlığı ve güvenliği mevzuatında birçok kez tanımlanmıştır. 6331
sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunun 12 inci maddesinin (1) ve (2)
bentlerinde belirtilmiştir. Ayrıca Maden
İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliğinin, maden işletmelerinde
alınacak asgari iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine ilişkin EK-1’ in Kaçış Yolları
ve İmdat Çıkışları başlıklı 13 üncü maddesinde ve Arama, Kurtarma ve Tahliye
başlıklı 14 üncü
maddesinde konuyla ilgili detaylı düzenlemeye yer verilmiştir.
Ø MADDE
(10) c) Yer altında
bulunan bütün kişilerin isimleri ile
bunların bulundukları muhtemel mahallin her an doğru olarak bilinmesini
sağlayacak bir sistemin oluşturulmasını,
Bu madde hakkında mevcut
mevzuatımızda düzenlemeye yer verilmemiştir.
Maden
işyerlerinde çalışanların çip bulundurulması ile ilgili düzenleme yapılacağı
bilgisi verilmiş olup, henüz kesinlik kazanmamıştır.
İş
Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı nın 6. Maddesinde;
“yer
altı maden işletmelerinde çalışanların bulundukları yeri ve giriş çıkışlarını
gösteren takip sistemini kurmayan işverenlere idari para cezası getirilmiştir”.
Şeklinde ifade bulunmaktadır.
Ø MADDE
10 (1) d) Ulusal yasa
ya da yönetmeliklerde tanımlandıkları üzere tüm kazaların ve tehlikeli
olayların araştırılması ve gerekli karşı önlemlerin alınması ve
Mevcut
İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatı içerisinde farklı kurum ve kişilerce kaza, meslek
hastalığı ve tehlikeli olayların araştırılması ile ilgili araştırma hakkı
tanımlanmıştır. Bununla beraber iş yerlerinde iş sağlığı ve güvenliği ile
ilgili sorumlu olan kişi ve kurumlar (iş güvenliği uzmanları, OSGB
yetkilileri,vb.) istenmeyen olayların olması durumunda araştırma ve
incelemeleri gerçekleştirerek raporu hazırlar ve işverene sunar.
Bununla
birlikte iş yerlerinde yapılan denetimlerde tespiti yapılan tehlikeli
olayların, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının kayıtları, müfettişlerce
sorgulanma yetkisi mevzuatımızda tanımlıdır.
Ancak
bu tanımlar içerisinde kazanın araştırılması raporlanması süreçlerinin
tanımları belirsiz bırakılmıştır.
Ø MADDE
10 (1) e) Yetkili
makamın talebi üzerine, ulusal mevzuata uygun olarak, kazalar ve tehlikeli
durumlar hakkında bir raporun hazırlanmasını sağlar.
İş
kazalarının nedensel analizleri, maliyetleri, ülke ekonomisine olan etkileri
konusunda yapılması gereken çalışmaların inceleme şekli ve rapor hazırlık
süreçleri ile ilgili mevcut mevzuatımız bilgi içermemektedir.
Ø MADDE 15 Ulusal mevzuata uygun olarak, maden
işyerlerinde güvenlik ve sağlığı iyileştirmek için işverenler, işçiler ve
onların temsilcileri arasında işbirliğini teşvik edici önlemler alınır.
Güncel mevzuatımız bu madde ile ilgili bilgi içermemektedir.
Ülke olarak iş sağlığı ve güvenliği
alanında hızlı bir değişim geçirmekteyiz. Bu nedenle mevzuat güncelleme ve
uygulama aralıklarında düzenlemeler yapılmalıdır. Mevzuatların yürürlüğe
girmesi ardından gelen her erteleme kararı, toplum üzerindeki inandırıcılığa ve
sorumlulukların yerine getirilmesindeki disiplinde azalmaya neden olmaktadır.
Bu hem ülke genelinde facia dediğimiz birden fazla ölümlü iş kazalarına,
işyerlerinde iş görenlerin hak ettikleri çalışma koşullarından yoksun kalmasına
ve hayatlarından olmasına, İSG ile ilgili çalışan tüm profesyonellerin kurmaya
çalıştıkları sistemlerin temellerini zedelemeye neden olmaktadır.
ILO’nun anayasasında belirttiği gibi
”Herhangi bir ülkenin, emeği insani koşullarını benimsememesi kendi ülkelerindeki
durumu iyileştirme isteğinde olan diğer ülkeler için bir engel teşkil
edecektir.
Faciaların, ölümlerin yaşanmadığı,
insani çalışma koşullarının sağlandığı, insan haklarına saygı duyulan ve
ekonomik güvencenin sağlandığı, sosyal adaletin ilke olarak belirlendiği bir
ülke dileğiyle…